Androméda Sophie Xoniésse Slytherin/6.sınıf/Güç Seviyesi:90
Mesaj Sayısı : 32 Kayıt tarihi : 19/04/10 Yaş : 29 Nerden : Cehennemin dibinden xP Lakap : İsmimle hiçbir alakası olmayan Elonise ismini seviyorum ben :D
| Konu: Androméda Sophie. Ptsi Nis. 19, 2010 6:41 pm | |
| Karar veremedim Pınar'cım spoiler'a koyuyorum - Spoiler:
Neferet sabahın ilk ışıklarında ölen çaylakların daha sonra yakılması için götürüldükleri morga doğru ilerliyordu.Gece Evi’ndeki herkes uyuyor olmasına rağmen üzerine siyah bir cüppe geçirmişti.Kusursuz kızıl saçlarını örten kapüşon rüzgarın etkisiyle havalanmasına rağmen saçlarının üzerinden düşmüyordu. Yanından geçen birkaç kedi dışında kimseyi görmedi.Boynunda asılı duran anahtarı morga gelmeden önce çıkarmış , elinde tutuyordu.Neferet morgun önünde geldiğinde yine aynı şeyleri hissetmeye başlamıştı.Annesini morgdan çıkardıkları an…O korkunç kazadan sonra insanlardan nefret ediyordu.İşte bu yüzden birçok insan ölecek ve Zoey Redbird denen “iğrenç” kız Gece Evi’nden sonsuza dek sürülecekti. Elinden tuttuğu anahtarı morgun devasa kapısının anahtar deliğine soktu ve çevirdi.Büyük bir “tak” sesi yankılandı morgun içinde ve çevresinde Ölüm sessizliği… diye düşündü ve ölü çaylakların arasında yürümeye başlamıştı.Stevie Rae’yi diğer çaylaklardan farklı bir yere koymuştu.Genele yakılacak olan çaylaklar sedyenin üzerinde üstlerinde beyaz bir örtü serilmiş bir şekilde “son yolculuklarını” beklerlerdi.Ama Neferet Stevie Rae’yi yakmaya veya yaktırmaya niyetli değildi.Aklına her zamanki gibi şeytani ve muhteşem bir fikir gelmişti.Onu kullanacaktı.Başka çaylakları da öyle… Nihayet morgun sonuna geldiğinde Stevie Rae’yi bulmuştu.Ateşe o kadar yakındı ki biri sedyeye çarpsa bu “özel” çaylağı –ki artık çaylak “olamayacaktı- boşuna heba etmiş olacaktı.Neferet sedyeyi ateşten uzaklaştırdı ve tam morgun ortasına çekti.Beyaz örtüyü kızın yüzünden çekti ve acıyarak ona baktı. “Boşuna çektin bu acıları.” Dedi yarı masum yarı alaycı bir sesle.Cüppesinin geniş cebinden ruh elementinin temsili mor mumu ve taşlarla süslü çakmağı çıkardı.Sonra bir kez daha Stevie Rae’nin yüzüne baktı.Kısa saçları sedyenin üzerinde dağılmış bir şekilde duruyordu.Yüzünde ise…Her şeye inat yapıyormuşçasına huzurlu bir gülümseme vardı.İğrenç bir durum diye düşünmeden edemiyordu ama Neferet’in Stevie Rae’nin “sevimli” haline değil , yeni” haline ihtiyacı vardı.Mor mumu eline aldı ve konuşmaya başladı.Sesi bir rahibeden çok şeytana benziyordu…
“Karanlığın içinde sessizce uyanmayı bekleyen ruh , Seni bana , bu bedene çağırıyorum ! Yeniden , ama farklı bir hayat , Ama aynı beden içinde… Tanrıçanın yanından ayrıl ve buraya gel. Bu kadar huzur yeter ! Şimdi yeniden doğmanın tam sırası ! Stevie Rae’nin ruhu ; bedenine geri gel !,” Çakmağı aldı ve mumu yakıp Stevie Rae’nin başının ucuna koydu.Bir şey olmamıştı.Ne olduğunu anlaması uzun sürmedi.Bu sefer elbisesinin cebinden bir çakı çıkardı. “Lütfen adağımı kabul et.” Dedi ve sağ eline aldığı çakıyı sol eline bastırıp çekti.Elinin içinde kalın bir çizgi oluşmuştu. Nefere teindeki kanı çakının üzerine sürdü.Sonra Stevie Rae’nin gülen ifadesini bozarak ağzını hafifçe açtı.Kanlı çakıyı Stevie Rae’nin ağzına doğru tuttu.Birkaç damla kan ağzına damlamasıyla Stevie Rae’nin cansız bedeni titremeye başlamıştı.Elektrik vermiş gibi ama çok daha şiddetli titriyordu.Neferet’in yüzünde zafer kazanmışçasına bir gülümseme belirdi…
*********
Bir süre Stevie Rae’nin titremesini öylece izledi.Etrafa gerçekten de berbat bir koku yayılmaya başlamıştı.Çürük yumurta ve çürümüş et gibi…Dikkati bir anlık ateşe kaymıştı.Gözleri yeniden Stevie Rae’yi bulduğunda şaşkınlığını gizleyemeden ona baktı.Yüzü aynıydı ama değişmiş gibiydi.Az önce olduğu gibi sedyede yatıyordu ama gözleri açılmıştı.Ve Neferet ‘e bakıyordu.Gözleri kan kırmızısıyla pembemsi bir renk arasındaydı. Tek bir kelime çıktı ağzından.Sesi hiç de eskisi gibi değildi.Bambaşka biri olmuştu. “Kan !” dedi sadece…
- Spoiler:
Thomas toplantı için hazırlanıyordu.Önemli kararlar almıştı ve bunları bütün Ölüm Yiyenlerine açıklamalıydı.Dersinin olmadığı bir gün seçmişti çünkü bir anda ortadan kaybolursa müdirenin –ondan nefret ediyordu- bir şeylerden şüpheleneceğinden emindi.Sol kolunu sıyırıp asasını işaretine dayadıktan sonra “Morsmorde.” diye fısıldadı.Bu büyü normalde karanlık işareti oluşturmaya yarıyordu ama Thomas bunu kendi işaretine yaptığında ölüm yiyenlerin kolundaki karanlık işareti dalgalandırmaya yarıyordu. “Umarım Cheyenne Juli’yi bulur.En önemli kozumuzun toplantıya gemlememiş olmasını istemem.” diye söylendikten sonra siyah cüppesini giydi ve başına her toplantıda taktığı maskeyi geçirdi.Kimliğini kimseye söylememeliydi.Hele bir de aralarında bir ajan dolaşırken…Bunları zaten toplantıda konuşacaktı.Ve ajanı bulup onu yok edecekti.İyice netleşmiş olan işaretine-yılan gerçek gibi görünüyordu- dokundu ve karargaha cisimlendi…
********
Thomas salona girmeden önce düşüncelerini toparlamaya çalışıyordu.Bu kadar acele bir toplantı yapmazdı genelde.Ama bu önemli bir konuydu.Planlarını açıkça anlatırken ajanın –her kimse- bunları daha sonra yoldaşlığa iletmesi korkunç bir şey olurdu.En kötüsü kimliği ortaya çıkardı.İçeri girdiğinde salonun yarısı susmuşken yarısı onu fark etmemiş gibiydi.Thomas kendisini fark etmeyenleri asla sevmemişti.Kürsüye çıkıp bağırdı.
“SUSUN !”Bütün salon bir anda susmuştu. “Biliyorum hepinizi aniden çağırmam hepinizi şaşırttı ama çenenizi kapatıp beni dinleyin !” Şu anda o Thomas değildi.O , Lord’tu. “Dün bazı şeyler oldu.Geç fark etmem gerçekten yazık oldu.Ama bunun şimdi farkındayım ve şimdi size de söylüyorum : Aramızda bir casus var.”Salondaki herkesten şaşırmış sesler çıkıyordu.Tekrar fısıldaşmalar başlamıştı.Thomas sinirleniyordu. “ÇENENİZİ KAPATMAZSANIZ HEPİNİZİ GEBERTİRİM !”Herkes tekrar sustuğunda konuşmaya devam etti. “Bu ihaneti yapan kişi cezasını biliyor olmalı.Şimdi , yoldaşlığın ajanı kendini gösterecek mi yoksa ben mi bulayım?”Herkes birbirine şaşkın şaşkın bakıyordu.Uzun bir sessizlik olmuştu kimseden ses çıkmıyordu.Thomas bütün yüzleri tek tek inceliyordu.Korkmuş veya endişeli bir yüz görürse hiç acımadan öldürecekti onu.Bir an gözleri yüzünü saklayan bir ölüm yiyene ilişti.Kürsüden indi ve çocuğun yanına gitti.Cüppesinden sıkıca kavrayıp kaldırdı. “Yüzünü neden saklıyorsun?!”Herkesin duyabileceği bir seste konuşuyordu ama bağırmıyordu.
“Lordum ben…”Çocuk daha fazla konuşamıyordu.Tir tir titriyordu korkudan.Bu kadar korktuğuna göre kesinlikle ajan oydu.
“Doğruyu söylersen sana işkence yapmam.Ama eğer yalan söylemeye kalkarsan burada herkesin önünde acı çeke çeke ölürsün…”Çocuk hiçbir şey söyleyemiyordu.Thomas’ın elleri arasında sara krizi geçirir gibi titriyordu.Thomas bir adım geri çekildi ve asasını cübbesinden çıkardı.Tam sözleri söylerken çocuk ayaklarına kapanmıştı.
“Lordum lütfen lütfen ! Bir hata yaptım ama lütfen…”Thomas bir adım daha geri çekildi ve çocuğun yalvarışlarına aldırmadan asasını ona doğrulttu.
“Crucio.”Konuşur gibi söylemiti.Duygusuzdu.Çocuk acı içinde kıvranıyordu.Onu öylece bıraktı ve kürsüye döndü.Onunla birlikte ilgiyi toplayan çocuk salonun köşesinde kıvranmasıyla kalmıştı.Kimse ona bakmıyordu.Henüz yeni olanlar dehşet içindeydi ama sonra onlar da döndüler.
“Madem onlar bize bir ajan gönderdiler biz de onlara gönderelim diye düşünüyorum.Juli buraya gelir misin?”Juli şaşkın şaşkın bakıyordu.Bütün bakışlar onun üzerindeydi şu anda.Yavaşça kalktı ve yanına geldi.Çok heyecanlı görünüyordu.”Juli aramıza yeni katıldı.Onu ajan olarak kullanmak istiyorum.Çünkü Yoldaşlığa aramızda en yakın olan kişi o.”Ölüm Yiyenlerden biri ayağa kalktı ve önce selam verip konuştu.
“En yakın derken ne demek istediniz Lordum?”Thomas ona oturmasını işaret etti ve sorusunu cevapladı.
“Aquriethepixié Rosélia onun teyzesi.”Herkes şaşırmıştı.Kimisi Lord delirmiş der gibi bakıyordu kimisi de onun bir bildiği vardır der gibi…Juli de ona şaşkın şaşkın bakıyordu. “Senden teyzenden bilgi sızdırmanı istiyorum.Onu işaretini belli etmeden kandırabilirsin.Bana güvenilirliğini kanıtladın.Bunu yapabileceğine buradaki herkesin şahitliğinde yemin eder misin?”Juli bir an tereddüt etmeden cevap verdi.Ama sesi titriyordu.Muhtemelen heyecanlanmıştı.
“Ederim Lordum.”Başını öne eğdi ve sonra yerine geçti…
| |
|
Xenia Jorgeaux Laxell Admin/Gryffindor/6.Sınıf/Bina Başkanı/Güç Seviyesi: 100
Mesaj Sayısı : 77 Kayıt tarihi : 18/04/10 Yaş : 28
| Konu: Geri: Androméda Sophie. Ptsi Nis. 19, 2010 7:09 pm | |
| | |
|