Hogwarts Cadılık Ve Büyücü Akademisi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hogwarts Cadılık Ve Büyücü Akademisi

Hogwarts Cadı ve Büyücü Akademisi kapılarını sana açıyor! Üye ol! Karakterini yarat ve maceraya başla!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Unutulmaz =)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Minerva Jane McGonagall
Hufflepuff/3.sınıf/Güç seviyesi:67
Hufflepuff/3.sınıf/Güç seviyesi:67
Minerva Jane McGonagall


Mesaj Sayısı : 77
Kayıt tarihi : 19/04/10
Yaş : 28
Nerden : Los Angeles sen nerden ? xD
Lakap : Herm~Jea~One sen ne demek istersin?

Unutulmaz =) Empty
MesajKonu: Unutulmaz =)   Unutulmaz =) Icon_minitimePaz Mayıs 02, 2010 10:57 pm

Unutulmaz

-“Neden
onu unutamıyorum, tanrıçam, neden? Onun gözleri, dudakları, dudaklarının
dudaklarıma değdiği ilk anı, ellerini, saçlarını hatta ses tonunu neden bu
kadar özlüyorum? Bu durumda nasıl olur da hala onu unutamam? Onu unutmam gerek,
bana yardım et NYX lütfen… Onu tek başıma, yalnız, unutamam. Ben ben …”
daha fazla konuşamadı Jean.Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Onu
unutması gerektiğini biliyordu. İlk iş olarak onun aldığı hediyeleri atması
gerektiğini düşündü. Elinin tersiyle beyaz teninin üzerinde kristal gibi
parlayan gözyaşlarını sildi. Hemen kocaman, koyu kahverengi, ara ara üzerinde
açık kahverengi lekeler olan ayıcığa yöneldi. Bunu Will doğum gününde almıştı.
Ayıcığın eline bastırdığında “Will seni seviyor Jean...
Seni başkasını değil.”
diye konuşuyordu.
Ahh o gün ne kadar da güzeldi. Birden aklında o gün canlandı. Hala beynin
kırıntılarında tekrar yaşanmak için can çekişiyorlardı anıları. Bu çok acı
vericiydi Jean için.


- “Ah Will nereye gidiyoruz? Bugünün ne
özelliği var ki?”

- “Sabret bebeğim, sabret …”
- “Uf Will…”
Sürekli yürüyordu Jean ve Will. Jean cidden
sabırsızlanmaya başlıyordu. Hem gözlerini neden bağlamıştı ki, Will? Sonunda
bir kapının açıldığını anladı. İçeri giriyorlardı.

-“İşte geldik…”dedi Will.
-“Cidden mi? Ah sonunda geldik, yani …“
Will’in elinin gözlerindeki bandı çözdüğünü
fark etti. Jean gözlerini açtığında gözlerine inanamadı. Beyaz örtülü bir masa
vardı tam karşısında. Üzerinde iki mum ve çeşit çeşit yemekler vardı. Rus
salatası –Bu en sevdiği yiyecekti.- vardı tam ortada. En sevdiği çiçekler



Beyaz gül –üzerinde
kabartmalı bir renk cümbüşü olan uzun bir vazoya koymuştu. İki tabak yan yana
konulmuştu. Normalde karşılıklı koyarlardı. Tam elini uzattı neden böyle
yaptığını soracaktı ki Will o sormadan cevapladı.


-“Birbirimize daha yakın olalım dedim.”
Dedi gülümseyerek. Bu gülümseyiş
karşısında hareketsiz kalmak mümkün değildi. O da gülümsedi. Daha sonra etrafı
incelemeye başladı. Açık pembe duvarları küçük kristallerle süslenmişti odanın.
Lamba tarif edilemez bir mükemmellikteydi.


-“Will seni seviyorum …” diyerek Will’in boynuna atıldı Jean. Will
onu kendinden uzklaştırdı. Belinden tutarak kendine yaklaştırdı. Dudaklarını
Jean’ınkilere yapıştırdı. Jean şok olmuştu. Bunu hiç beklemiyordu. Bir süre
sonra dudakları onunkilerle birlikte hareket etmeye başlamıştı.


-
“Jean Jean iyi misin? Jean …” gözlerini açtığında karşısında Sara’yı
gördü. Çok endişelendiği her halinden belliydi.


-“İyiyim Sara. Dalmışım sadece…”
dedi Jean onu sakinleştirmeye çalışarak.

-“Ne dalma ne dalma… Gözlerin açık uyuyordun sanki… Hadi vampir sosyoloji 101
dersine geç kalmak istemezsin herhalde.”
dedi Sara. Vampir sosyoloji Jean’ın en sevdiği dersti. Hemen ayağa kalktı. Sara ile birlikte dersliğe doğru gitmeye başladılar. Jean bir ara “Sara …” dedi. Fakat hemen ardından büyük bir
çığlık duydu. Sara dizlerinin üstünde çığlıklar atıyordu. Jean “Olamaz Sara…”dedi.”Etrafına hemen diğer çaylaklar toplanmaya başladı. Jean gerçekten telaşlanmıştı.”Hemen Yüksek Rahibe Viola’yı çağırın!”dedi sesinin yükselmesine engel olamamıştı. Çaylaklar hala yerlerinde duruyordu. Jean sesini daha da yükselterek “Hemen…”dedi çaylakların bir kaçı dış kapıya doğru
koşmaya başlamıştı. Gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Sara “Ölmek istemiyorum…”diye tekrarlıyordu. Jean “ Ölmeyeceksin.” diye cevaplıyordu Sara’nın
tekrarlarından sonra.”Neler oluyor burada ?” Yüksek
Rahibe Lissa’nın büyüleyici sesini duyduğunda biraz da olsa bir umut doğdu
içinde. Jean “Biz biz derse gidiyorduk. Ama Sara
yere yığıldı.”
Kendine hâkim olamayarak tekrar ağlamaya başladı. Lissa
Sara’ya yaklaştı. Eğildi ve elini Sara’nın alnına koydu. Bir süre gözleri
kapalı bekledi. Daha sonra “Dönüşümünü tamamlamış bir
vampir daha…”
dedi gülümseyerek.”Ne dönüşüm
mü? İyide o daha 3.Sınıf …”
dedi Jean şaşırarak.”Nyx’in
seçilmişleri her zaman erken dönüşürler.”
dedi rahibe. Jean bir kahkaha
patlatıp Sara’ya sarıldı. Rahibe “Onu öldüreceksin
Hermione Jean.”
dedi. Jean geri çekildi. Sara’nın yüzünü görünce “Sara yüzün yani dövmelerin çok güzel…”dedi elini safir renkli dövmelerinin üzerinde
gezdirdi. Sara gözlerini açtı.”Jean seni
seviyorum…”
dedi ve kollarını açtı. Jean hemen ona sarıldı. Rahibe “Evet şimdi Sara gitmeli…”dedi elini şaklatmasıyla bütün çaylaklar dağıldı. Jean dışında…

“Jean artık git. Bugün derslere girmeyebilirsin.” Dedi Jean elini yumruk yaparak kalbinin üstün koydu ve selam verdi.”Nyx seni kutsasın.”dedi Lissa. Jean
kapıya yöneldi. Batı duvarının oralarda dolaşmaya başlamıştı ki “Jean… “diye bir ses duydu. İlk bunun beyninin bir oyunu olduğunu düşündü. Çünkü Will burada olamaz.”Jean benim duvarın üstündeyim…”

Jean hemen başını kaldırdı.Willburada ne arıyorsun.” Dedi. Daha
sonra alnındaki safir renkli içi boş hilale bakakaldı.”Will sen işaretlendin mi?”dedi. Will “Tabiki hayır.”dedi ve elinin tersiyle alnındaki hilali sildi.”Ah Will burada böyle görünmemelisin.”dedi Will’e sarılarak. Will’in üzerinde Jean’ın aldığı mor tişört vardı. Siyah kot pantolonuyla mükemmel bir uyum oluşturan tişörtünün üzerine “Jean Seni Seviyorum !” yazmıştı. Bir kaç kişinin onlara yaklaştığını duydu. Neden her şey böyle gerçekleşiyordu? Çaylaklar Will’i gördüğünde “Bu bir insan…”dediler.
Hemen ardında “Immm… “sesleri yükseldi gruptan. Jean içinden zaman dursun lütfen… Diye bir dua gönderdi Nyx’e. Bir anda her şey durdu. Rüzgârın uğultusu artık duyulmuyordu. Önünde bir ışık belirdi. Gözlerini kısmak zorunda kalmıştı. Karşısında uzun siyah saçları beline kadar uzanan beyaz bir elbise giymiş kadını gördü. Bu Nyx’in tapınağının önündeki figürle aynıydı.”Nyx …”dedi şaşkınlıkla.”Merhaba benim sevgili
kızım. Sen seçilmişsin. Her zaman öyleydin. Fakat bunun farkına varmamıştın ta
ki bugüne kadar… Hala da varmadığının farkındayım. Sen hiçbir çaylağın veya
vampirin sahip olmadığı ve olamayacağı bir güce sahipsin. Zamanı
durdurabiliyorsun. Bunu yerinde ve zamanında kullanırsan her zaman iyilikten
yana olursun.”
dedi ağzından sanki sihirli sözcükler söyleyip Jean’ı
kontrol altına almıştı. Hareket edemiyor ve konuşamıyordu. En sonunda kendini
toparlayarak “İnanamıyorum…”diyebildi.Nyx
ışık saçan ve adeta büyüleyen gülümsemesiyle Will’e döndü. Alnına dokundu. Will
sanki bir rüyadan uyanmış gibi etrafına bakınıyordu ki “Nyx
…”
dedi kısık bir sesle Nyx’i gördüğünde.”Sen
her gece bana dua ettin. Bana inandın. Sen artık bir vampirsin.”
Dedi ve
alnına bir öpücük kondurdu. Will şu ana kadar hiç yapmadığı bir şey yapmıştı.
Kızarmıştı …”Siz birbirinizden ayrılmadığınız
sürece asla kötülük iyiliğin ışığını yenemez.”
dedi ve gitti. Bir anda
her şey canlanmıştı. Çaylaklar “Sen sen bir
insandın …”
dediler Will’i göstererek. Will “Kapatıcı…”dedi
gülümseyerek. Çaylaklar onların yanından geçerek uzaklaştı.”Haydi bizde gidelim…”dedi Jean hala şaşkındı ama Will onun yanındaydı ya dünyayı bırak evren umurunda değildi.”Sen dua mı ettin vampir olabilmek için …”dedi şaşkınlıkla Jean ilerlerken.”Evet…”dedi Will
bir kahkaha ile birlikte. Jean “Sana inanamıyorum.”dedi ve Will’in elini tuttu. Karşılarında onu bekleyen uzun ve zorlu bir yol bekliyordu.


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Unutulmaz =)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Hogwarts Cadılık Ve Büyücü Akademisi :: Sen Ve Ailen :: Rpg Derslikleri-
Buraya geçin: