Minerva Jane McGonagall Hufflepuff/3.sınıf/Güç seviyesi:67
Mesaj Sayısı : 77 Kayıt tarihi : 19/04/10 Yaş : 28 Nerden : Los Angeles sen nerden ? xD Lakap : Herm~Jea~One sen ne demek istersin?
| Konu: Unutulmaz =) Paz Mayıs 02, 2010 10:57 pm | |
| Unutulmaz-“Neden onu unutamıyorum, tanrıçam, neden? Onun gözleri, dudakları, dudaklarının dudaklarıma değdiği ilk anı, ellerini, saçlarını hatta ses tonunu neden bu kadar özlüyorum? Bu durumda nasıl olur da hala onu unutamam? Onu unutmam gerek, bana yardım et NYX lütfen… Onu tek başıma, yalnız, unutamam. Ben ben …” daha fazla konuşamadı Jean.Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Onu unutması gerektiğini biliyordu. İlk iş olarak onun aldığı hediyeleri atması gerektiğini düşündü. Elinin tersiyle beyaz teninin üzerinde kristal gibi parlayan gözyaşlarını sildi. Hemen kocaman, koyu kahverengi, ara ara üzerinde açık kahverengi lekeler olan ayıcığa yöneldi. Bunu Will doğum gününde almıştı. Ayıcığın eline bastırdığında “Will seni seviyor Jean... Seni başkasını değil.” diye konuşuyordu. Ahh o gün ne kadar da güzeldi. Birden aklında o gün canlandı. Hala beynin kırıntılarında tekrar yaşanmak için can çekişiyorlardı anıları. Bu çok acı vericiydi Jean için.- “Ah Will nereye gidiyoruz? Bugünün ne özelliği var ki?”- “Sabret bebeğim, sabret …”- “Uf Will…”Sürekli yürüyordu Jean ve Will. Jean cidden sabırsızlanmaya başlıyordu. Hem gözlerini neden bağlamıştı ki, Will? Sonunda bir kapının açıldığını anladı. İçeri giriyorlardı.-“İşte geldik…”dedi Will.-“Cidden mi? Ah sonunda geldik, yani …“Will’in elinin gözlerindeki bandı çözdüğünü fark etti. Jean gözlerini açtığında gözlerine inanamadı. Beyaz örtülü bir masa vardı tam karşısında. Üzerinde iki mum ve çeşit çeşit yemekler vardı. Rus salatası –Bu en sevdiği yiyecekti.- vardı tam ortada. En sevdiği çiçekler Beyaz gül –üzerinde kabartmalı bir renk cümbüşü olan uzun bir vazoya koymuştu. İki tabak yan yana konulmuştu. Normalde karşılıklı koyarlardı. Tam elini uzattı neden böyle yaptığını soracaktı ki Will o sormadan cevapladı. -“Birbirimize daha yakın olalım dedim.” Dedi gülümseyerek. Bu gülümseyiş karşısında hareketsiz kalmak mümkün değildi. O da gülümsedi. Daha sonra etrafı incelemeye başladı. Açık pembe duvarları küçük kristallerle süslenmişti odanın. Lamba tarif edilemez bir mükemmellikteydi.-“Will seni seviyorum …” diyerek Will’in boynuna atıldı Jean. Will onu kendinden uzklaştırdı. Belinden tutarak kendine yaklaştırdı. Dudaklarını Jean’ınkilere yapıştırdı. Jean şok olmuştu. Bunu hiç beklemiyordu. Bir süre sonra dudakları onunkilerle birlikte hareket etmeye başlamıştı. -“Jean Jean iyi misin? Jean …” gözlerini açtığında karşısında Sara’yı gördü. Çok endişelendiği her halinden belliydi. -“İyiyim Sara. Dalmışım sadece…”dedi Jean onu sakinleştirmeye çalışarak.-“Ne dalma ne dalma… Gözlerin açık uyuyordun sanki… Hadi vampir sosyoloji 101 dersine geç kalmak istemezsin herhalde.”dedi Sara. Vampir sosyoloji Jean’ın en sevdiği dersti. Hemen ayağa kalktı. Sara ile birlikte dersliğe doğru gitmeye başladılar. Jean bir ara “Sara …” dedi. Fakat hemen ardından büyük bir çığlık duydu. Sara dizlerinin üstünde çığlıklar atıyordu. Jean “Olamaz Sara…”dedi.”Etrafına hemen diğer çaylaklar toplanmaya başladı. Jean gerçekten telaşlanmıştı.”Hemen Yüksek Rahibe Viola’yı çağırın!”dedi sesinin yükselmesine engel olamamıştı. Çaylaklar hala yerlerinde duruyordu. Jean sesini daha da yükselterek “Hemen…”dedi çaylakların bir kaçı dış kapıya doğru koşmaya başlamıştı. Gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Sara “Ölmek istemiyorum…”diye tekrarlıyordu. Jean “ Ölmeyeceksin.” diye cevaplıyordu Sara’nın tekrarlarından sonra.”Neler oluyor burada ?” Yüksek Rahibe Lissa’nın büyüleyici sesini duyduğunda biraz da olsa bir umut doğdu içinde. Jean “Biz biz derse gidiyorduk. Ama Sara yere yığıldı.” Kendine hâkim olamayarak tekrar ağlamaya başladı. Lissa Sara’ya yaklaştı. Eğildi ve elini Sara’nın alnına koydu. Bir süre gözleri kapalı bekledi. Daha sonra “Dönüşümünü tamamlamış bir vampir daha…”dedi gülümseyerek.”Ne dönüşüm mü? İyide o daha 3.Sınıf …”dedi Jean şaşırarak.”Nyx’in seçilmişleri her zaman erken dönüşürler.”dedi rahibe. Jean bir kahkaha patlatıp Sara’ya sarıldı. Rahibe “Onu öldüreceksin Hermione Jean.”dedi. Jean geri çekildi. Sara’nın yüzünü görünce “Sara yüzün yani dövmelerin çok güzel…”dedi elini safir renkli dövmelerinin üzerinde gezdirdi. Sara gözlerini açtı.”Jean seni seviyorum…”dedi ve kollarını açtı. Jean hemen ona sarıldı. Rahibe “Evet şimdi Sara gitmeli…”dedi elini şaklatmasıyla bütün çaylaklar dağıldı. Jean dışında… “Jean artık git. Bugün derslere girmeyebilirsin.” Dedi Jean elini yumruk yaparak kalbinin üstün koydu ve selam verdi.”Nyx seni kutsasın.”dedi Lissa. Jean kapıya yöneldi. Batı duvarının oralarda dolaşmaya başlamıştı ki “Jean… “diye bir ses duydu. İlk bunun beyninin bir oyunu olduğunu düşündü. Çünkü Will burada olamaz.”Jean benim duvarın üstündeyim…” Jean hemen başını kaldırdı.”Willburada ne arıyorsun.” Dedi. Daha sonra alnındaki safir renkli içi boş hilale bakakaldı.”Will sen işaretlendin mi?”dedi. Will “Tabiki hayır.”dedi ve elinin tersiyle alnındaki hilali sildi.”Ah Will burada böyle görünmemelisin.”dedi Will’e sarılarak. Will’in üzerinde Jean’ın aldığı mor tişört vardı. Siyah kot pantolonuyla mükemmel bir uyum oluşturan tişörtünün üzerine “Jean Seni Seviyorum !” yazmıştı. Bir kaç kişinin onlara yaklaştığını duydu. Neden her şey böyle gerçekleşiyordu? Çaylaklar Will’i gördüğünde “Bu bir insan…”dediler. Hemen ardında “Immm… “sesleri yükseldi gruptan. Jean içinden zaman dursun lütfen… Diye bir dua gönderdi Nyx’e. Bir anda her şey durdu. Rüzgârın uğultusu artık duyulmuyordu. Önünde bir ışık belirdi. Gözlerini kısmak zorunda kalmıştı. Karşısında uzun siyah saçları beline kadar uzanan beyaz bir elbise giymiş kadını gördü. Bu Nyx’in tapınağının önündeki figürle aynıydı.”Nyx …”dedi şaşkınlıkla.”Merhaba benim sevgili kızım. Sen seçilmişsin. Her zaman öyleydin. Fakat bunun farkına varmamıştın ta ki bugüne kadar… Hala da varmadığının farkındayım. Sen hiçbir çaylağın veya vampirin sahip olmadığı ve olamayacağı bir güce sahipsin. Zamanı durdurabiliyorsun. Bunu yerinde ve zamanında kullanırsan her zaman iyilikten yana olursun.”dedi ağzından sanki sihirli sözcükler söyleyip Jean’ı kontrol altına almıştı. Hareket edemiyor ve konuşamıyordu. En sonunda kendini toparlayarak “İnanamıyorum…”diyebildi.Nyx ışık saçan ve adeta büyüleyen gülümsemesiyle Will’e döndü. Alnına dokundu. Will sanki bir rüyadan uyanmış gibi etrafına bakınıyordu ki “Nyx …”dedi kısık bir sesle Nyx’i gördüğünde.”Sen her gece bana dua ettin. Bana inandın. Sen artık bir vampirsin.” Dedi ve alnına bir öpücük kondurdu. Will şu ana kadar hiç yapmadığı bir şey yapmıştı. Kızarmıştı …”Siz birbirinizden ayrılmadığınız sürece asla kötülük iyiliğin ışığını yenemez.”dedi ve gitti. Bir anda her şey canlanmıştı. Çaylaklar “Sen sen bir insandın …”dediler Will’i göstererek. Will “Kapatıcı…”dedi gülümseyerek. Çaylaklar onların yanından geçerek uzaklaştı.”Haydi bizde gidelim…”dedi Jean hala şaşkındı ama Will onun yanındaydı ya dünyayı bırak evren umurunda değildi.”Sen dua mı ettin vampir olabilmek için …”dedi şaşkınlıkla Jean ilerlerken.”Evet…”dedi Will bir kahkaha ile birlikte. Jean “Sana inanamıyorum.”dedi ve Will’in elini tuttu. Karşılarında onu bekleyen uzun ve zorlu bir yol bekliyordu.
- Spoiler:
Valla artık geliştirdim kendimi ...yazım yanlışım yok Word de yazdım ...betimleme yaptım kendi admı kullandım ... 3.Ağızla yazdım daha ne olsun ? =)
| |
|